- Kültür, toplumların ve halkların kimliğini temsil eden omurgadır; ülkelerin tarihini ve deneyimlerini yansıtır, onların entelektüel ve insani mirasını temsil eder. Bu nedenle, kültür, ülkelerin medeniyetlerinin ve kalkınmalarının dayandığı temel taşlardan biri olmasının yanı sıra, varlıklarını sürdürmelerinin, farklılıklarını ve gelişimlerini sağlamalarının önemli nedenlerinden biridir.
- Ülkeler, medeniyet yolculuklarında kitleler tarafından değil, elitler tarafından yönetilir. Elitler, kalkınma, ilerleme ve hedeflere ulaşma yolunda öncülük ederler. Bu yüzden, kalkınma sürecinde olan ülkeler, içinden çıkış yollarını bulup, kalkınmayı ve refahı gerçekleştirebilmeleri için entelektüel birikimlerine ve elitlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyarlar.
- Kültür, halk diplomasisi kavramında yumuşak gücün omurgasıdır. Kurumlar ve devletler arasındaki kültürel işbirliği, siyasi, ekonomik ve askeri işbirlikleri kadar önemli bir mesele haline gelmiştir. Bu işbirliğinin etkileri, isminin ima ettiği gibi yalnızca “kültürel” boyutlarla sınırlı kalmayıp, sosyal, turistik, medya, ekonomik ve hatta siyasi alanlara kadar uzanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş bir vizyonla İslam kültürüne verdiği önem, lider entelektüel ve kültürel elitlerin yetiştirilmesi, İslam dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesi ve ortak işbirliği çabalarıyla her alanda, özellikle kültürel alanda işbirliği yapma çabaları, bu ilginin pratik bir gerçeğe dönüştürülmesini ve Türk hükümetinin asil hedeflerini etkili ve seçkin bir şekilde gerçekleştirmesini gerekli kılmıştır.
Bu bağlamda, çağdaş bir vizyonla İslam kültürünü yaymayı ve bu fikre hizmet etmek için bilimsel çabaları ve insan kaynaklarını harekete geçirmeyi amaçlayan “Kültürel Etkileşim Derneği” fikri doğmuştur.